İNTİHARIN COĞRAFİ NEDENLERİ
İNTİHARIN COĞRAFİ NEDENLERİ
Bu tür görüşler intiharın nedenlerini determinist bir
anlayışla kişinin ve toplumun dışında aramaktadırlar.
Bunlar bazı coğrafi faktörlerin intiharlar üzerinde etkili
olduğu savunmuşlar ve bunu kanıtlamak için bazı
araştırmalar yapmışlardır.
Bazı araştırmacılar öncellikle güneşin ve ayın kozmik
etkisi üzerinde durmuşlar, fakat daha sonra bunların
doğrudan etkileri yerine, dünyada meydana
getirdikleri değişikliklerin intiharlar üzerindeki etki
derecelerini rarştırmaya yönelmişlerdir.
Avrupa’da yapılan bir çok araştırma sonucuna göre,
kuzey-batı intihar oranı yönünden genelde en fazladır.
Bazı Avrupa ülkelerinde kuzeye göre güneyde oran
daha düşüktür; fakat bu genel bir kural değildir.
Örneğin İngiltere’de durum daha farklıdır.
Montesquieu, İngiltere’deki intihar bolluğunu bir iklim
hastalığı olarak görür. Cheyne ise, sonbahar ve batı
rüzgârlarının sorumlu olduğunu söyler. Osiander aynı
yargıyı Kuzey Almanya için getirir. Fakat işi bu kadar
abartmak doğru değildir.
İngiltere’de Bazı Yıllarda İntiharlar
Yıllar
|
Erkek (Yüzbinde)
|
Kadın (Yüzbinde)
|
1932
|
21,0
|
8,1
|
1933
|
20,1
|
8,4
|
1936
|
17,6
|
7,7
|
1937
|
17,5
|
8,1
|
1946
|
14,4
|
7,5
|
1947
|
13,7
|
7,6
|
1948
|
14,5
|
7,9
|
1949
|
14,7
|
7,5
|
Tabloda da görüldüğü gibi İngiltere’de her yıl intihar
oranları değişmektedir. Cinsiyetler arasındaki oran
farklarını dikkate almasak bile, bir cinsiyette önceki
yıla göre artış görülürken, diğer cinsiyette bir düşüş
görülmektedir. Eğer iklim değişikliğinden
kaynaklanan bir oran değişmesi varsa, niçin her iki
cinsiyette de aynı yönde değildir?
Bazı araştırmacılar ise mevsimler ve hava koşullarının
intiharlar üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. Örneğin;
A.B.D.’nin bazı kentlerinde bu tür bir araştırma yapan
C.M. Mills’e göre, fırtınalarla intihar arasında bir ilişki
vardır. “Barometrik basıncın birden düşmesi ve birden
değişmesiyle intihar frekansları yükselir.”
Philips’e göre, alışılmamış sıcak, nemli ve rüzgârlı bir
hava terlemeyi azaltır; sinir sistemini daha hassas
hale getirerek intihar eğilimini artırır. Digon ve Bock
ise, yüksek nisbi nem ve 30 mm. atmosferik civa
basıncında en az intihar olayına rastladıklarını,
basınçta büyük bir değişiklik olduğunda intihar
oranının arttığını savunurlar.
İntihar ile coğrafi faktörler arasında doğrudan ilişki
olduğunu savunan bu tür görüşler sonradan birçok
eleştiriye uğramışlardır. Yalnız, şunu da
unutmamalıdır ki, coğrafi faktörler her ne kadar
intiharı doğrudan etkilemiyorsa da sosyal yaşamı
etkilemekte ve değiştirmektedir. Örneğin; fırtınalı bir
havada çoğu kimse evinde oturarak pencereden
bulutların kasvetini seyretmekte ve rüzgarın
uğultusunu dinlemektedir. Yani, sosyal yaşam
durgunlaşmakta ve intihar edecek kişiye zemin
hazırlamaktadır.
Coğrafi faktörlerin intiharlar üzerindeki etkilerini çok
daha ayrıntılı olarak inceleyen Pokorny, ısı, rüzgar
hızı, rüzgar yönü, barometrik basınç, nisbi nem,
görüş mesafesi, bulut tavanı, yağmur, sis, şimşeğin
çaktığı bulut ve bulutluluk derecesi gibi onbir değişik
coğrafi faktörün intiharla olan ilişkisini tek tek
araştırmış ve hiçbir ilişki bulamamıştır.
İntiharların bir yıl içindeki dağılımını inceleyen birçok
araştırmacı birbirinden farklı sonuçlar bulmuşlardır.
Fakat, genel olarak yaz başlangıcında intihar
oranlarında bir artış olduğu kabul edilir. İntiharlar
mayıs, haziran ve temmuzda en çok; kasım, aralık ve
ocakta en az düzeydedir. Bu tür mevsimsel farklılıklar
ise -Durkheim’in da belirttiği gibi- değişik mevsimsel
aktivitelerden kaynaklanmaktadır.