Kayıplarım çok birikti anne
Kayıplarım çok birikti anne
İstanbulâ??un Zeynep Kamil Hastanesiâ??nde hayata
gözlerimi açtığımda başımda babam ve annem merakla
beni inceliyorlardı diye tahmin ediyorum. Babam
Dünyaâ??nın en garip iş grubu olan serbest meslekle
uğraşıyor, annemse bankacılık yapıyordu. Büyüdüler.
Beni de aralarında ki çatışmalara göre büyüttüler.
Birisi tüccar diğeri mühendis olmam için bastırdı. Ama
ben hiçbir şey olamadım. Yaşım şuan 24 ve ben
sıkıntıdan evde â??Anne komodini sağa alıp koltuğu
sola alsak mıâ? gibi diyaloglarla hayatıma renk
katıyorum. Hala babamdan aldığım harçlıkla gidip
sosisliyle gazoz içerek kendimi havaya sokuyorum. Hala
arkadaşlarım tarafından â??Sevgi teyzeee Sadri biraaaz
aşağı gelebilir mi?â? şeklinde çağırılıyorum. Aileme
adeta müptelayım. Ve annem hala â??Al oğlum şapka
tak başına güneş geçmesinâ?¦al tak asi olmaâ?
şeklinde cine5 şapkasını kafama zorla geçirttiriyo. Tabi
bunlar hayatımı karartacak şeyler değil.
En büyük kaybımı aşktan yaşadım. Bugün tam 3 senelik
ilişkim bitti. İyisiyle kötüsüyle kendi adıma büyük
emeklerle büyüttüğüm bu aşk, bugün sonuna geldi.
Buluşmadan önce sabah erkenden uyandım.
Arkadaşlarımın â??olum kestirme laan çook ii yaaa
uzamış işteâ? ve â??benim saçım düz olcak varya hiç
kestirmemâ? diye çekiştirdikleri saçlarımı kestirmem
gerektiğine karar verdim. Sevgilimin yanına bu şekilde
gidemezdim. Erkenden kalkıp babamdan para istedim.
Düştüm semtin yollarına. Çevredeki berberlerin çoğuna
borcum olduğundan baya uzakta derinden bi berber
buldum. Yaşlı ürkek elleri ve 22.5 miyop gibi duran
gözlükleriyle arayıp da bulmak istemediğim bi berberdi.
Ama çok vaktim yoktu. Koltuğa oturmamla kafama
şaplaklar vurması, ensemi yalayacak kadar
yakınlaşması bir oldu. Korkuyordum biran evvel
bitmesini istiyordum. Ve dakikalar sonunda tas gibi
kestirdiğim saçımla eve vardım. Vücudumun her yerine
kolonyalar döktüm. Annemin bana en yakıştırdığı kıyafeti
giydim. 3 kez üst üste dişimi fırçalayıp sevgilimin yanına
gittim. Gider gitmez şoka girdim ama süper çağdaş rolü
yaptım. Yanında bir adamla beni bekliyordu. Önce
hemen sert giriş yapıp adamın gözünde süper ağır bir
itibar bırakmak istedim â??Meraba hocamâ? derken
sesimi kalınlaştırdıkça kalınlaştırdım ve gün içinde ses
desibelimi ayarlamakta çok zorlandım. Zaman zaman
içime kaçtı zaman zaman gürledi. Karaktersiz bi görüntü
çizmiştim. Bi yere oturduk ve adam başladı anlatmaya.
Saatler geçiyor ve ben bu adama hayranlık duymaya
başlıyordum. Benden 3 yaş büyük bu insana ince ince
yavşamaya başlamıştım. Hayatım boyunca gerginlikler
içinde geçen diyaloglarım bu sefer açılmıştı. Bir doğum
günü partisinde aldığım hediyeyi vermekten ölesiye
korkan çekinen içimden â??Ulan en tırt hediye bizimki
oldu. Nasıl yapsam acaba? Gidip öpüp mü versem?â?
Vermeden gitsem mi ufka doğru uzaklaşsam mı? diye
sorulara boğulan birisiydim. Ama bu ismi Mert olan
muhasebeci arkadaşa ölümüne ısınmıştım. Konu
döndü dolandı evliliğe geldi. Ben delice evliliği
savundum, düzenli hayatı övdüm. Mert çıkardı bana
davetiyesini verdi. Hemen yavşadım â??Bak kankuli bu
konuda da hem fikirizâ? diyip hızla açtım. Ve gördüğüm
karşısında şok oldum. Davetiyede sevgilimin de ismi
vardı. â??Bu Aslı Anaokulu öğretmeni olan Aslı mı?â?
diye sordum. â??Evet galk kız kaçalım galkâ? diyip
kaçtılar. Kaçarken hesabı da ödeyip kaçmaları aslında
benim neden o davetiyede olmadığımın en büyük
göstergesiydi. Kayıplarım çok birikti anne, ben gidiyorum
bu hayattan. Şapkamı verme orda güneşten daha beteri
olacakâ?¦Elvedaâ?¦